Avucumu açtım. Sol avucumu. İçim boş, avuç içim bomboş.
Sıra geldi diğerine! Ancak bu sefer önce gözlerimi kapattım.
‘Bir umut’ derdim eskiden olsa, ancak bu sefer yok öyle bir şey!
Kendimi haklı çıkarmak için gözlerimi açtım ve boş sağ avucuma baktım.
Şimdi bana söyler misin, nasıl yeniden oturulur o masaya? Buselik makamına…
Eskisi gibi dolar mı o kadehler?
Bir tebessüm uzatan olur mu dersin elden ele, masanın bir ucundan ta ötekine?
Aklın devrinde darmadağın olduk ve ben masadan kalktım bir kere!
‘Meğer benmişim o gözlerin içinde yanan’ dedikten sonra
Birisi bana söyler mi, nasıl çıkacağız buselik makamına?
Çünkü artık gerçekten mecnun adını anmak istemiyorum. Leyla desen fasıllarda ve öyle görünüyor ki Mevla’yı bulma yollarında ben bir hışım siktir çektim aşka, ama o piç giderken umudu da almış yanına!
Oysa ne de güzel uyuyordu koynumda.
Şimdi söyler misin bana, nasıl yeniden başlarım yazmaya?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)