Cumartesi, Eylül 20

Sadece İhtiyacın Kadarını Al !

Küçük Prens dün gece intihar etti. Herkesin gözü önünde hem de.



Ben orda değildim neyse ki ama Yasmin herşeyi görmüş. Hatta ilk öpücüğü de o kondurmuş dudaklarına ufaklığın. Yasmin kim derseniz, kesinlikle burada olması gereken yavrularımdan biri. Tanıdıkça seversiniz.
Yıllardır tanırım, kendinden başkasına zararı yoktur. Onun bir suçu olduğunu sanmıyorum.
Dediğine göre, Eski Aşıklar Çöplüğüne pazar sıkıntısını dağıtmak için gitmiş.
Zavallıcık... hala akıllanmayan aptal kız ! O kulübe ne zaman gitse bir hüzün çöker insana.
Daha hiç duymadım ki birisi gelsin ve 'dün gece de ne çok eğlendik eski koliler çöplüğünde ah aman' desin.
Yoo hayır, benim depresyonda olmayan arkadaşlarım da var. Sorun mekanda !
Neyse konu yine dağılmak üzre. En azından Prense olan saygımdan ben yazmaya, sizde bunu okumaya devam etmelisiniz.
' Cam zeminli üst kattaydım, bilirsin daha az kalabalık oluyor yukarısı...hem lazer showlar filan... bilirsin'
Ahh bilmem mi... En son Ruhşen'le gitmiştik. O akşam gözleriyle görmüştü Orhan'ı Hale ile konuşurken. Üst kattaydık 4ümüzde. Ruhşen o kadar hazırdı ki sahnede devleşmek için. Bu cam zemin bu drama kraliçesinin tiradını kaldırabilir mi diye çok korkmuştum.
Çok güzel ağlıyordu ama Ruhşen. İçimden 'Mutsuzluk en çok sana yakışıyor hayatım, tebrikler' dedim.
Ruhşen bir daha oraya adımını atmadı.
Ancak Yasmin hala gider arada. Bu yüzden de zaten boğazına kadar boka batmış çırpınıyor halen.
' Küçük Prensi saatler sonra gördüm...tam vazgeçmek üzreydim '
Eve dönmekten bahsediyor. Yasmin her gece hayatının aşkıyla tanışma ümidiyle dışarı çıkar... dedim ya, zavallı, aptal kız.
' Çok sevindim onu gördüğüme o an. Koşarak aşağı indim.Gülümsedim ona. '

Yasmin ve uğruna 300 sayfalık kitap yazılmış gülümseyişi.

SEVGİLİ ALİ.. YASMİN MAALESEF O KİTABI HİÇ OKUYAMADI. AMA SEN ZATEN DAHA ACISINI TECRÜBE ETTİN. O KİTAP NE YAZIK Kİ SANA YASMİN'İ GETİREMEDİ.

Okuyamadı... getiremedi.

' Dans ettik önce. gözlerinin içi gülüyordu prensin... Tabii ki benim de' Yasmin ve uğruna şarkı yapılmış gözleri... ' Bir anda dudaklarıma yapıştı... öyle güzel öpüyordu ki. Tıpkı eski ‘biz’ gibi... tam hatırladığım gibi’

Peki sonra ne oldu diye sormasaydım bu salak kadın uzun uzun dalıp gidecek biliyorum.


‘Gözlerim kapalıydı ama onun da gülümsediğini biliyordum’

Yasmin uzatma nasıl oldu anlat artık !


‘ Bir anda çekti kendini ve bir kaç saniye sonra başka bir kızın saçını kokladı.. öpmeseydi belki ama.. önce onu sonra bir başkasını... daha sonrada kumral bir çocuk vardı... buralı değildi sanırım. Bir erkeği benden güzel öpebilmesine alıştım onun. Küçük prens büyüdüğünde muhteşem olacaktı...
Bir an için ayakları yerden kesildi sandım. Pistin ortasında adeta veda ediyordu herkese... Dudaklarından geçti herkesin o gece; hayatında yer alıp o gece orda olanlara veya az sonra bitmek üzre olan ömrüne dahil olamamış; hoş yabancılara...
Sonra yere yığıldı... Bedeni kendini bırakmadan önce gözlerimin içine bakıp beni selamladığına yemin edebilirim...’


Ve küçük prensi veda etti...Keşke daha önce başlasaymışım size onu anlatmaya L
Boktan bir durum. Yasmin’nin yerinde olsam kendimi çok kötü hissederim. Onu kurtarabilirdi..

Ama onun yerine ‘Çünkü Seni Sev_em_iyorum’ dedi.


Birde mektup varmış? Yanında mı?
‘ OCB çarşafına yazılı... incecik siyah bir kalemle yazmış; kim bilir kaç kere tekrarladı satırları’
Piç güzel akıl etmiş dedim içimden... Eğer henüz çok insanın haberi yoksa mektubu yok edip fikri ben çalabilirim... Tabii ki benim de başıma aynısının gelmemesi için mektubun doğru magazin gazetecilerinin eline ulaştığına emin olurdum.

Bazıları, en kısa orgazmınızdan bile daha çabuk tüm şehrin duymasını sağlayabilirler inanın!















Kaç çarşafı yapıştırmış bu böle...

>>> Kendine hâkim ol ve sadece ihtiyacın kadarını al! Sırf başkasında iyi duruyor diye de özenme. İhtiyacın olan huzursa evlen, canın macera çekiyorsa aldat. Acı çekmek istiyorsan kendini affettirmek için uğraş. Mutlu olmak istemiyorsan senden kaçanı kovala. Mutluluksa ihtiyacın seni sevenle ol. İstediğin için yaptığını ve sen istemediğin sürece bir daha başına gelmeyeceğini bildiğin sürece zararı yok hiçbirinin. Tabii ki baştaki kurala uyduğun sürece.

Sadece İhtiyacın Kadarını Al!

Huzur denizinde boğulma pahasına 7 gün boyunca evde dizdize oturma. Çürürsün.

Heyecan arıyorum diye onun en yakın arkadaşıyla yatma; hele kendi arkadaşınla sakın yatma. Olacakları bilmek bile istemezsin.

Ruhun mazoşistse, doğduğundan beri kendine kızgınsan, illa hayali ‘Çin Beyazı’ Prensini kovalayacaksan bari telef olma.

Arada bir sakin limanlarında seni sevdiği için hala bekleyenlerden birine sığın.

Kullanırken kendini kötü hissetme. Zaten an itibari ile yeterince cezalandırdığın için kendini rahat ol.

Yada en iyisi bir yandan bunun için vicdan azabı da duy ki tam olsun kendine verdiğin cezan.


Ama tüm bunlara, kendini sevmediğinden gerçekten emin değilsen sakın bulaşma.


Kendine Hakim Ol !

Huzur, mutluluk ve aşk gibi birbirinden bağımsız üç sonucu tek bir hareketle elde etmeye çalışma.

Her birine sıra gelecektir.

Onun yerine aşkı çaresizce aramak yada mutluluğunun elinden alınma korkusunu günlük hayatına kadar yansıt. <<<


Atamadım mektubu, yok edemedim... Zamanım geldiğinde; olduğu gibi kendi vedam için

kullanmaya karar verdim.


1 yorum:

Ozan Kayra dedi ki...

zararın neresinden dönülse kardır demiş diyenler..